Sosyal Medya

Güncel

Yıldıray Oğur: O konuştukça dünyanın en dev şirketlerinden Facebook’un borsadaki hisseleri de değer kaybediyor

Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur Christopher Wylie'nin anlattığı skandalları köşesine taşıdı.



Yıldıray OÄŸur, Facebook veri alt yapısının Rusya tarafından ABD seçimlerine müdahale etmek için kullanıldığını iddia eden Christopher Wylie'yi köşesinde deÄŸerlendirdi.

Yazının Tamamı

Adı, Christopher Wylie. 28 yaşında. Pembe saçları var, Kanadalı vegan bir gay. Liseyi terk etmiÅŸ, kendi kendine kod yazmayı öğrenmiÅŸ. 19 yaşında Kanada Parlamentosu’nda ve Liberal Parti kampanyalarında  çalışmış. Sonra London School of Economics’i kazanıp Londra’ya gitmiÅŸ. Deha seviyesinde bir zekaya sahip. Ama bu dehasını kullandığı iÅŸler için artık piÅŸman. Bu yüzden de 2014 yılında ayrıldığı Cambridge Analytica adlı Ä°ngiliz ÅŸirketin whistleblower’ı (Derin Gırtlağı ya da bizdeki adıyla itirafçısı) olarak bugünlerde CNN’den NBC’ye, New York Times’dan Guardian’a nereyi açsanız pembe saçlarıyla karşınıza çıkıyor.
 
Çünkü yaratıcılarından olduÄŸu Cambridge Analytica’nın elindeki kendi tabiriyle “Frankestein”, 2016 yılında dünyayı deÄŸiÅŸtiren iki büyük seçimdeki (Ä°ngiltere’nin Avrupa BirliÄŸi’nden ayrıldığı Brexit Referandumu ve Trump’un baÅŸkan seçildiÄŸi baÅŸkanlık seçimi) dışarıdan müdahale ve manipülasyon iddialarının merkezinde yer alıyor.
 
O konuÅŸtukça dünyanın en dev ÅŸirketlerinden Facebook’un borsadaki hisseleri de deÄŸer kaybediyor.
 
Aslında bütün hikaye 2007 yılında daha sonra Cambridge Ãœniversitesi Psikometri Merkezi’nde profesör olacak Michael Kosinski ve David Stillwell adlı iki öğrencinin Facebook üzerinden myPersonality adını verdikleri kiÅŸilik testi aplikasyonunu dolaşıma sokmasıyla baÅŸladı.
 
Test o kadar popüler oldu ki, Kosinski ve Stillwell 2013 yılında testin sonuçlarını akademik bir makaleyle yayınladıklarında 6 milyon kullanıcısı testi cevaplamış, bu altı milyonun yüzde 40’dan fazlası da kiÅŸisel bilgilerine ulaşılmasına izin vermiÅŸti. Elde, kimlikleri, yaÅŸadıkları yer, mali durumları, cinsiyetleri, tercihleri, alışveriÅŸleri, eÄŸitimleri, arkadaÅŸları, neleri like edip, neleri paylaÅŸtıkları hakkında çok kapsamlı bir “big data” (büyük veri) vardı artık.
 
2013 yılında bu akademik makaleyi okuyup heyecanlananlardan biri de London School of Economics’de “Moda Tahminleri” üzerine doktora yazmaya çalışan 23 yaşındaki Christopher Wylie’dı.
 
Bu “big data” ile yapılabilecek parlak fikirler aklına gelmiÅŸti. Önce taraftarı olduÄŸu Ä°ngiliz Liberal Demokrat Parti’ye, seçimlerde bu big datayı kullanarak yapılacaklarla ilgili bir sunum yaptı ama onların ilgisini çekemedi.
 
Daha sonra SCL Group’un kapısını çaldı. SCL grup kendi tanıtım cümlelerine göre “25 yıldır hükümetler ve askeri kurumlar için bilgi, analiz ve strateji elde eden bir ÅŸirket”.
 
Wylie, burada çalışmaya baÅŸladıktan kısa bir süre sonra 2013’ün sonbaharında daha sonra karşımıza Trump’ın danışmanı olarak çıkacak Steve Bannon’la tanışmış.
 
Bannon, tam aklındaki psikolojik savaşı vermek için Wylie’in sunduÄŸu projeden etkileniyor ve kendisi gibi inanmış aşırı saÄŸ bir cumhuriyetçi olan, yapay zeka üzerine çalışmalar yapmış bilgisayar mühendisi ve dünyanın en zengin adamlarından Robert Mercer ve kızı Rebekah ile Wylie ve patronu Nix’i tanıştırıyor. Bu tanışıklıktan, Mercer’in 15 milyon dolar para yatırdığı, Wylie’in big data projesini yürütecek yeni bir ÅŸirket ortaya çıkıyor: Cambridge Analytica.
 
Wylie çalışmalar için önce Facebook’tan profil depolama fikrinin mucidi Cambridge Ãœniversitesi’nden ilk çalışmayı yapmış iki hocaya teklif götürüyor ama onlar red ediyorlar.
 
Daha sonra bu yöntemi kopyalayıp, bu dataları baÅŸka aplikasyonlarla Facebook’dan indirecek baÅŸka bir Cambridge’lı psikolog buluyor. Amerika’ya yerleÅŸmiÅŸ Rus asıllı bir aileden gelen Alexander Kogan.
 
Kogan’ın geliÅŸtirdiÄŸi “thisismydigitallife” adlı aplikasyon, Facebook’tan izni alıyor. Bu izin onun aplikasyonuna da kullanıcıların izin vermesi halinde Facebook profillerine ulaÅŸma izni veren bir izin. Ä°ÅŸte Facebook bu noktada topa tutulmakta.
 
Ve bu aplikasyonla Cambridge Analytica’nın 50 milyona yakın Facebook kullanıcısının bilgilerini depoladığı ve kullandığı düşünülüyor. 2014 yılında Cambridge Analytica’dan ayrılan Wylie’in psikolojik savaÅŸ makinesi, FrenkeÅŸtayn dediÄŸi iÅŸte bu inanılmaz büyüklükteki 50 milyon insana ait veriler.
 
Bu verilerle yapılabileceklerin sınırı yok çünkü. Etkili yalan haberler üretmek ve yaymak, insanların ihtiyaçlarına göre bilgi kanalları oluşturmak, politik mesajları test etmek...
 
Åžimdi peÅŸinden gidilen soru Cambridge Analytica’nın bu psikolojik savaÅŸ makinesini nerede kullandığı?
 
ABD’de 2016 baÅŸkanlık seçimine Rus müdahalesini araÅŸtıran FBI baÅŸkanı Robert Mueller ve Brexit referandumunda manipülasyon iddialarını araÅŸtıran meclis komitesi bu seçimlerde Cambridge Analytica’nın izini arıyor.
 
Wylie’in gazete gazete, televizyon televizyon gezerek verdiÄŸi bilgilerden Trump’ın seçimlerde kullandığı bütün sloganların bu datadan test edilerek üretildiÄŸi iddia ediliyor.
 
Ama Wylie’in Cambridge Analytica ile Rusya arasındaki iliÅŸkiler hakkındaki iddiaları çok daha çarpıcı.
 
Fakat bu datayı üreten Alexander Kogan daha sonra Londra’dan ayrılıp Rusların benzer bir projesine  çalışmak üzere San Petersburg Ãœniversitesi’ne gitmiÅŸ. Hatta bir ara ismini deÄŸiÅŸtirmiÅŸ. Wylie iÅŸte bundan çok şüphelendiÄŸini ve bu yüzden konuÅŸmaya karar verdiÄŸi söylüyor.
 
Bu arada Cambridge Analytica’yı kuran SCL grubun çalıştığı 60 ülkeden biri de Türkiye.  Türkiye’de de bir ofisleri var. Ä°lginç bir ÅŸekilde ofisleri de Antalya’da.
 
Dünyada popülizm yükseliyor, demokrasiler inişe geçiyor. Ama işte popülist siyasetlerle böyle yöntemler kullanılarak üretiliyor. Sadece üretilmiyor, yine bu kanallar üzerinden yalan haberler, komplo teorileriyle toplumlar da bu anti-demokratik fikirlere ısındırılıyor.
 

 

Yani sahiden ahlaksız troller var. Ve en çok da demokrasiyi, en hassas yeri olan halkın tercihlerinden vurarak, trollüyorlar.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.